FENİKE VE KARTACA KENTLERİ

Fenikeliler, Ugaritliler gibi tunç çağındaki kenanlıların, demir çağındaki ardıllarıydı ve kültürel geleneklerini kesintisiz şekilde sürdürüyorlardı. Aslında, kendilerine kananlılar ve ülkelerine de Kenan diyorlardı. Dolayısıyla, günümüzdeki tunç çağı Kenanlıları ile MÖ 1200 sonrasında demir çağı Fenikelileri arasında yapılan ayrım yapaydır.

”Fenike,” kökenini tam olarak bilemediğimiz Yunanca ”phoinix” sözcüğünden gelir. Yaygın açıklamalardan biri, Fenikelilere özgü lüks mor boyadan dolayı koyu kırmızı bir renk adından geldiğidir. MÖ altıncı ve ikinci yüzyıllar arasında orta ve batı Akdeniz’de başlıca fenike kentinin Kartaca olduğu dönemdeki Fenikeliler içinse, Latince Fenikeli (poenus, punicus ve poenicus) anlamındaki sözcüklerden gelen ”pön” kullanılır.

Fenikeliler, Orta Levant’ın dar kıyı şeridinde, yaklaşık 200 km uzunluğunda, bugünkü Lübnan kıyıları ile kuzeyde Suriye ve güneyde İsreil’e uzantılardan ibaret, küçük bir coğrafi alanda yaşamıştır. Bu bölge tunç çağı Kenan’ından çok daha küçüktür. Tarım ve coğrafya tarafından kısıtlanmıştı; refah kaynağı ticaretti. Değerli yöresel kaynaklar arasında, Lübnan dağlarından gemi yapımı ve mimari açıdan uluslararası değere sahip sedir ağacı ve pahalı mor boyanın elde edildiği deniz kabuklusu iskerlet vardı.

Ayrıca Fenikeliler, lüks malların üretimiyle ün yaptılar. Bu usta denizciler gerekli hammaddeleri, özellikle de metalleri bulmak için Akdeniz’de seferler yaptılar. Bu arayış onları kuzeyde kilikya’ya ve batıda Kıbrıs, Kuzey Afrika, Sicilya, Sardinya ve İspanya’ya, hatta Fas ve İberya’nın Atlantik kıyılarına götürdü. Demir çağının ilk yüzyıllarında bağımsız olan Fenikeliler MÖ sekizinci yüzyılda Asurlar, MÖ altıncı yüzyılda işe ilk olarak Babilliler ve daha sonra da Akhamenid Persler tarafından fethedildiler. Denizcilikteki ustalıkları ve ticari becerileri fatihleri için önemliydi. Efendileriyle sürekli çatışma halinde olmalarına rağmen özelliklerini koruyarak Asyanın içleriyle Akdeniz dünyasındaki Yunanlılar, Mısırlılar, Etrüskler ve ilk Romalılar arasında önemli bir kültürel köprü işlevi gördüler. Kendi yazılı kayıtlarının büyük ölçüde kaybolmasına rağmen, başarılarına diğer kültürler şahit olmuşlardır. Yunanlılar MÖ 8. Yüzyılda Fenike alfabesini benimserken, İbranilerin Kitabı Mukaddes’inde de ustalığından söz edilir.

Hiçbir zaman siyasi birlik sağlayamayan Fenikeliler, krallarca yönetilen bağımsız şehir devletleri biçiminde örgütlenmişlerdi. Kentleri, koya sahip burunlar veya kıyıdan hemen açıkta küçük adalar gibi savunma ve denizcilik için avantajlı konumlarda bulunurdu. İki ana ada kenti Tyros ve Arvad idi. Anakaradaki burunlarda yer alan başlıca kentler ise Sidon, Byblos ve Beyrut idi. Bu kentlerin tarihi önemlerine rağmen Fenike kentlerinin Fiziksel özelliklerine ulaşmak zordur. Bu yerlerde antik helenistik ve Roma dönemlerinden ortaçağa ve günümüze değin sürekli yerleşim bulunmaı nedeniyle MÖ ikinci ve dördücü yüzyılar arasındaki görünümleri pek bilinmiyor.

https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js

FENİKE VE KARTACA KENTLERİ” için bir yorum

  1. wonderful post, very informative. I wonder why the other experts of this sector don’t notice this. You must continue your writing. I am confident, you have a great readers’ base already!

    Beğen

Yorum bırakın