HİTİT YAZILIKAYA TAPINAĞI

 En çarpıcı Hitit dini mekanı kentin 2 km güneydoğusundaki Yazılıkaya Tapınağıdır. Bu tapınak bir ihtimal MÖ on üçüncü yüzyılda veya belki de daha önce, anlaşıldığı kadarıyla fırtına tanrısı ve güneş tanrıçası şerefine düzenlenen bir yeni yıl festivali için inşa edilmişti. Doğal kayadan oyulmuş üstü açık üç odadan meydana geliyordu. Bu alan orijinal olarak önünde inşa edilmiş bir dizi yapı tarafından gizleniyordu, ama bugün bu yapıların sadece taş temelleri kaldığından içeriyi görebiliyoruz. Ayrıca, üç odanın en küçüğü diğerlerinden tecrit edilmiştir.

IMG_20170723_190659
Yazılıkaya Tapınağı Planı.

     Odaların özellikle duvarlarındaki rölyefler ilgi çekicidir. Ana odada, biri erkek diğeri kadın iki tanrının geçidi, odanın dibine doğru gidişi gösteriliyor. Bu tanrıların çoğu yazıtlarla tanıtılmış; adlarının Hititçe yerine Hurri dilinde olması Güney ve Güneydoğu Anadolu’daki Hurri nüfusun Hititler üzerindeki güçlü etkisini gösteriyor. Odanın arka duvarındaki ana sahnede iki ana tanrının buluşması tasvir edilmiş. 

IMG_20170723_190710
Tanrıların buluşmasını tasvir eden rölyef, Yazılıkaya

Hurrice adıyla Teşup, yani Hititlerin büyük hava tanrısı Hatti, solda eğilmiş erkek olarak tasvir edilmiş iki dağın tepesinde duruyor. İlahiliğini ve rütbesini gösteren uzun boynuzlu bir kep giyiyor. Yanında koşu halinde küçük bir boğa var; boğanın sivri şapkası ilahiliğini gösteriyor. Teşup’un arkasında, çift tepeli bir platform üzerinde Hattuşa kentinin hava tanrısı duruyor. Teşup’un karşısında karısı, güneş tanrıçası Arinna, burada Hurrice adı Hepat ile tanıtılmış. Dağları temsil ediyor gibi görünen kaidelerin üzerinde duran bir panterin üzerinde ayakta duruyor. uzun bir etek giymiş, uzun bastırılmış bir şapka takmış, yanında yine şapkalı koşan bir boğa var.

Bu iki boğa ilahi arabaları çeken Hurri Ve Şurri. Hepat’ın sağında çocukları duruyor; en başta dağlar üstünde bir panter üzerinde ayakta duran oğulları Şarruma, ardından da çift başlı bir kartal üzerinde iki kızları geliyor. Çocuklar ve geçitteki bütün diğer tanrılar ölçek olarak Teşup ve Hepat’tan çok daha küçükler. Erkekler Antik Yakındoğu sanatının geleneksel tarzında, baş ve bacaklar profilden, ama gövdeler önden şekilde tasvir edilmişlerdir. Öte yandan, kadınlar her iki kolları açık durduklarından büyük ölçüde profilden resmedilmişler.

Odanın sağ yanında ayrı bir panelde, ama ana tanrıların buluşmasına doğru bakar şekilde, yuvarlak kep ve uzun cübbe giymiş bir Hitit kralı dağ tepeleri üzerinden profilden resmedilmiş olarak duruyor. Bu, uzattığı yumruğunun üzerindeki yazıttan anlaşıldığı kadarıyla, muhtemellen bu kutsal odayı da yaptıran IV. Tudhalia (saltanatı MÖ -1235-1215 ) dinin gereklerinin yerine getirilmesine önem veren bir kraldı. Kral ana tanrılardan bile daha büyük resmedildiği için, bu panelin sonradan eklenmiş ve kralın ölümünden sonra bir tanrı kabul edilmiş olması mümkündür.

     Yontma rölyefler düzgün, sürekli bir kuşak oluşturmayıp, bize keyfi şekilde yerleştirilmiş görünen panellerden oluşurlar. Bu düzenlemenin nedeni belli değildir. Odadaki diğer öğeler arasında, belli panellerin altında, kayadan oyulmuş sıralar ve sunuların yerleştirilmiş olabileceği çeşitli oyuklar vardır. Zemin orijinal olarak taş levhalardan meydana geliyordu.

İki iblisin yontma figürlerince korunan dar bir geçitten geçilen ana yan oda IV. Tudhalia’nın mezar odası olabilir, ancak burada hiç cenaze bulunmamıştır. Bu uzun, dar odada duvarda oyulmuş bir ihtimal ölülerin küllerinin konulması için urnaların durduğu birkaç niş vardır. Duvarlar fiziksel olarak birbirine bağlantısız üç rölyefler bezenmiştir. İlki, kısmen yere saplanmış dik duran bir hançerin bıçağından yükselen, iki omuzunda da profilden birer aslan başı bulunan ve gövdesinin alt kısmı iki  ters aslan vücuduyla örtülmüş bir tanrının bulunduğu karmaşık bir tasvirdir. Tanrının adı belirtilmemiş ama Mezopotamya’da Nergal olarak bilinen yeraltı tanrısı olabilir.  

İkinci rölyef ana oda da bulunan, birlikte koşan on iki erkek sahnesinin tekrarı. Bunlar da ölümle alakalıdır. IV. Tudhalia üçüncü rölyefte yine karşımıza çıkıyor, ama bu kez koruyucu tanrısı ve burada kendisinden çok daha büyük çizilmiş Şarruma’nın koruyucu kolları arasında.

Yorum bırakın